Taylor Lautner Interview Magazine Röportajı

MICHAEL MARTIN: Twilight fenomeni seni nasıl etkiliyor?

TAYLOR LAUTNER: En garibi bunun gelişini kimsenin farketmemiş olması. Yani, çok popüler bir kitabın filmini yaptığımızı biliyorduk; ama ne kadar iyi olacağını bilmiyorduk. Başladığında patladı ve bu hiçbirimizin gelişini farketmediği bir şeydi. Yeni Ay’ı çekmek ilkinden fazlasıyla daha zor çünkü bu defa neyin içine dahil olduğumuzu biliyoruz.

MARTIN: Bütün beklentiler gözünü korkutuyor mu?

LAUTNER: Öyle olduğunu düşünmüyorum. Önceden olduğundan biraz daha fazla baskı altındayız. Ama genellikle eğlenceli bir şey.

MARTIN: Peki Jacob’ı neler bekliyor?

LAUTNER: Önceden olduğundan fazlasıyla farklı. Hikayenin ortasında dönüşüyor-ilk bölümde Alacakaranlık’taki Jacob. Bir peruk takıyorum. Karakterim çok sakar, açık yürekli ve samimi. Bir kurda dönüştüğünde, çok farklı bir şey haline geliyor. Bu çift kişilikli birini oynamama benziyor. Aldatıcı olabiliyor, çünkü bazen dönüşümden önce ve sonraki Jacob’ı çekimin aynı gününde oynamak zorunda kalıyorum.

MARTIN: Tanıtım kitabınkiyle benzer mi?

LAUTNER: Seriyle ilgili en harika şey bizim kitaplara çok uygun olmamız; öyle olmamamız bizim için aptalca olurdu, çünkü kitaplar hayranlarının görmek istediklerini tam olarak karşılıyor. Benim de sevdiğim bir aksiyon tarafı var ve şimdi kurtadamlar da var. Sadece vampirler değil. Bir kurt sürüsü var.

MARTIN: Bir kurtadama dönüşmek ne ifade ediyor?

LAUTNER: Bence Jacob’la ilgili en önemli şey dönüşüm öncesinde sakar olması. Kendi ayaklarına takılıyor. Dönüşür dönüşmez çok çevik biri oluyor. Bir noktada, Bella’nın penceresinden atlıyor ve ayaklarının üstüne düşüyor. Bu, Bella’nın onun yeni bir Jacob olduğunu farkettiği ilk zaman: o hiçbir zaman böyle çevik olmamıştı. Onun bu yanını ortaya çıkarmaktan çok hoşlandım. Berbat olansa, o bir kurda dönüştüğünde, bu aslında ben değilim. Cool dövüş sahnelerini yaparken CGI’a dönüştürüldü. (CGI: bilgisayar destekli efekt, kurt Jacob’ın bilgisayar efekti olduğunu belirtmek istemiş)

MARTIN: Bu bölüm için kas yapmak zorunda kaldın.

LAUTNER: Elbette. Alacakaranlık çekimlerini bitirdiğimde derhal çalışmaya başlamam gerektiğini biliyordum; bekleyecek zaman yoktu. Alacakaranlık’ı bitirdiğim gün, eve geldim ve kas yapmaya başladım. Yeni Ay için Alacakaranlık’ta olduğumdan 13.6 kilogram daha ağırım.

MARTIN: Farklı bir bedenle dolaşıyormuşsun gibi hissettiğin oluyor mu?

LAUTNER: Hiçbir zaman. Çok fazla bir değişiklik farketmedim. Yine de pek çok kıyafetimi büyüdüğüm için giyemiyorum. Erkek bedeninde smalldan largea geçtim.

MARTIN: Daha fazla ilgi çekiyor musun?

LAUTNER: Bilemiyorum. Buna daha çok dikkat etmeliyim. Öyle olduğunu umuyorum.

MARTIN: Antrenman düzenin nasıldı?

LAUTNER: Haftada 5 gün, günde 2 saat spor salonundaydım. Belli bir noktada, haftanın 7 günü gidiyordum. Çok kilo aldım ve sonra hızla zayıflamaya başladım, bu yüzden endişeliydim. Kendimi çok çalıştırır hale gelmiştim. Antrenörüm bana çok çalışamadığımı çünkü aldığımdan daha fazla kalori yaktığımı söyledi. Benim için en zor olan kısım yemek yemekti. Bir noktada kalori almak için mümkün olduğu kadar fazla yemeği bedenime tıkıştırmak zorunda kaldım. Antrenörüm benden günde 6 öğün yememi ve yemeden 2 saatten fazla durmamamı istedi. Yemek yemekte bir gün hile yaparsam diyebilirim ki birkaç kilo kaybediyordum.

MARTIN: Alacakaranlık hayranları göründükleri kadar şiddetliler mi?

LAUTNER: Çok şiddetliler, ama onların bu kadar adanmış ve tutkulu olması cool bir şey. Onlar bizim burada bu devam filmini yapmamızın sebebi. Bu yüzden hayranlara minnettarım. Onlarla görüşmeyi seviyorum. Ama, evet, onlar oldukça şiddetliler. Bazen bu biraz bunaltıcı oluyor.

MARTIN: Çığlık atıp giysilerini parçalıyorlar mı?

LAUTNER: Birçok farklı hayranla karşılaştık: sık sık uğrayan ağlayan tipler; nefes almayı bırakan ve bir doktorun gelmesine ihtiyaç duyan tipler (hyperventilators). Kesinlikle biraz tutku gördük.

MARTIN: Bu tarz bir tapınmanın kaynağı olmak nasıl bir duygu?

LAUTNER: Bilemiyorum. Bana henüz gerçekten ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum. Onlar sadece seri ve serinin karakterleri için tutkulular ve bunun bir parçası olduğumuz için biz yeteri kadar şanslıyız sadece. Kişisel olarak çok fazla benimle ilgili bir durum olduğunu düşünmüyorum; bu daha çok sevgili Jacob Black’i oynadığım için.

MARTIN: Önceden Alacakaranlık hayranı mıydın?

LAUTNER: Hiçbir biçimde vampir veya kurtadam hayranı değildim. Hatta seriyi hiç duymamıştım. Rol için ses sınavına alındım ve rolü aldığımda kitapları okumaya başladım. Bir okuyucu değilim ama onların bağımlısı oldum.

MARTIN: Robert Pattinson ve Kristen Stewart’la takılıyor musun?

LAUTNER: Bütün oyuncular gerçekten yakın. Öyle olmasaydık karakterlerimiz için zor olurdu. Bu bir aşk üçgeni ve birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Bu yüzden aslında yakınız ve provalarda bir şeyler konuşabiliyoruz, ve yemeğe çıktıysak, ertesi gün çekeceğimiz sahne hakkında rastgele konuşmaya başlıyoruz. Eğer bunları yapabiliyor olmasaydık, nerede olacağımızı bilmiyorum.

MARTIN: Bu aşk üçgenini gelecekte neler bekliyor?

LAUTNER: Alacakaranlık Edward ve Bella arasındaki ilişkiyi geliştiriyor. Yeni Ay’da, Edward terkediyor ve Bella kendisini içinde bulunduğu depresyondan çıkaracak birine ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden en yakın arkadaşı Jacob’a dönüyor. Arkadaş olarak zaman geçireceğe benziyorlar. Bella’nın kafası çok karışık. Jacob arkadaştan fazla olmaktan başka hiçbir şey istemiyor. Edward’dan defolmasını istiyor, böylece yakaladığı avantajı garanti edip Bella’yı elde edebilir.

MARTIN: Tabiri caizse...

LAUTNER: Evet. Bella bölünmüş durumda. Hala Edward’a aşık; ama Jacob’a da aşık olur gibi. Kitapları okuduğumda, Jacob için kötü hissettim çünkü istediği şeyi elde edemiyor. Jacob’ın acısını anlıyorum ama aynı zamanda Bella’nın acısını da- kafasının nasıl karışık olduğunu ve nasıl ikisinin arasında bölünmüş olduğunu.

MARTIN: Bunu kişisel deneyimlerinden mi anladın?

LAUTNER: Karakterin içine girmekten ve gerçekten yetenekli oyuncularla çevrili olmaktan.

MARTIN: Bundan sonra ne yapmak istersin?

LAUTNER: Aksiyon filmlerini seviyorum. Bir aksiyon drama filmi çekmek isterim. Karakterime daima aksiyon yönlü yapılacak bir şeyler vermeye dikkat ediyorum.

MARTIN: Üçüncü Alacakaranlık filmi oluyor mu ve sen de içinde misin?

LAUTNER: Evet. Şu an hepimiz Yeni Ay’a odaklanmış durumdayız ama bu aklımızın bir köşesinde.

MARTIN: Oyunculuk yapmasaydın ne yapıyor olurdun?

LAUTNER: Küçükken hep spor yaptım. 8 yıl boyunca futbol ve basketbol oynadım. Futbolu severdim. Bu yüzden belki bu tarz bir spor yapıyor olurdum. Aynı zamanda yazmayı ve yönetmeyi de severdim. Bu yüzden belki bu benim geleceğimde de olabilir. Bunun içine girmeyi isterim.

MARTIN: Senarist mi olmak istiyorsun?

LAUTNER: Belki. Şu an ben bir aktörüm. Ama bunu geleceğimde görebiliyorum.

MARTIN: Biraz zamanın var.

LAUTNER: Evet, önümde birkaç yıl var.